April 27, 2024

Av. Mutlu ÇAKIR

Rusya Federasyonunda, başkente tanklarla yürüyen WAGNER olayı.

*Ege üniversitesi Uluslararası İlişkiler Yüksek Lisans Mezunu

ÖZEL ASKERİ GÜVENLİK ŞİRKETLERİ (ÖAGŞ) YENİ ULUSLARARASI AKTÖRLER  Mİ?

Uluslararası ilişkilerin temel aktörleri devletlerdir. Ancak, eskiden egemen devletlerin tekelinde bulunan bazı işlevlerin “kamu yararı” adına, artık devlet dışı aktörler tarafından, devletle birlikte yerine getirmesi durumu da yeni değildir. Bu bir yönetişim anlayışı olarak ortaya çıkmıştır. Sağlıktan, eğitime ve diğer devlet hizmetlerine uzanan bu anlayışın, askeri güç kullanımına da uzanması ise, tarihsel kökenlerine rağmen uluslararası hukuk açısından da görece yeni bir durumdur.

NEDİR BU ÖZEL ASKERİ GÜVENLİK ŞİRKETLERİ?

Bu konuda detaylı bir inceleme yapan ve KİRALIK ORDULAR – Özel Askeri Şirketler – isminde bir kitap da yazan Peter Warren Singer ise; ÖAGŞ’leri şöyle tanımlar: “ÖAGŞ’leri, İstihbarat faaliyetleri, askerî operasyonlar ve harekat desteği, stratejik planlama, risk değerlendirmesi, birlik eğitimi ve teknik beceriler gibi askerî kabiliyetlerin kazandırılması alanlarında uzmanlaşan, kurumsal organlardır.”

1) Aktif olarak savaşa katılan, komuta ve kontrol faaliyetlerini gerçekleştiren şirketler; Özel Askeri ve Güvenlik Şirketleri

2) Asıl görevi savaşmak olmayıp eğitim ve danışmanlık hizmeti odaklı olan şirketler Askeri Danışmanlık Şirketleri ve 

3) Lojistik, teknik destek ve ulaşım gibi hizmetler sunan şirketler ise Askeri Destek Şirketleridir (Singer, 2002: 201-202).

BU ŞİRKETLER, DÜNYA GENELİNDE NE YAPIYORLAR?

Bu şirketlere birkaç örnek vermek gerekirse, Afrika’da iç savaştan mustarip ülkelerde, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) işgal ettiği Irak’ta, iç savaşa sürüklenen Suriye ve Libya gibi ülkelerde özellikle ABD tarafından kullanılmaktadır. Irak’ta yaptıklarıyla ön plana çıkan ve Felluce’de gerçekleştirdiği katliamla bilinen Blackwater (Yalçınkaya, 2012: 78-85) ya da Suriye’de Rusya’nın kullandığı Wagner (BBC, 2018) adlı şirketler bu kategoride örnek olarak verilebilir. 

ÖAGŞ’leri uluslararası ilişkiler sahasında sadece devletlerle işbirliği ve yönetişim içinde değillerdir. Aynı zamanda, uluslararası NGO’lar ve kendileri gibi özel şirketlerle de uluslararası operasyonlarda işbirliği yapabilmektedirler. Bu nokta, devletin kendi tekelindeki şiddet kullanma yetkisinin bir nevi özelleştirilmesi ve “Yönetişim” diye sürecin tanımlanması kalıbının dışına ÖAGŞ’lerini çıkarmaktadır. 

Afrikada değerli madenleri çıkaran çok uluslu şirketler de güvenlik ihtiyaçlarını, bu tarz ÖAGŞ’lerinden sağlamakta sakınca görmemektedir. Bu noktada şunu da söylemek gerekir ki, ÖAGŞ’lerini uluslararası ilişkiler sahasında daha sık görmemizin en önemli sebebi, başarısız devletler gerçeğidir. “Failed States” diye tanımlanan başarısız devletler, bu şirketlerin çalışma sahalarının gelişmesinde başat sorumlu aktörlerdir. 

ICIJ’in (International Consortium of Investigate Journalists) yaklaşık olarak iki yıllık bir araştırma sonucu elde ettiği verilere göre, dünyada 90’a yakın özel askeri şirket bulunuyor ve bunlar 110 ülkede faaliyet gösteriyorlar. Bu şirketlerin içinde yer aldığı yıllık 100 milyar dolarlık bir endüstriden söz ediliyor.

ANONİM ŞİRKETTEN ORDU OLUR MU?

WAGNER OLAYI:

Rusya Federasyon’unda, 23 Haziran 2023 tarihinde, dünyanın yüreğini ağzına getiren bir isyan başladı. Bu isyanı başlatan, Rusya için hayati bölgelerde görev alan ve son olarak da ukrayna2da çatışan güçlerin %80’ini oluşturan WAGNER GRUP’tu. İsyan, grubun lideri ve eski Kremlin aşçısı, iş adamı ve eski bir hükümlü olan Prigojin’di. İsyan, 24 saat içinde, sönümlense de, Putin’in karizmasında onulmaz yaralar açtı. 

Wagner’i, Yevgeni Prigojin’in  Wagner’i 2014’te kendisinin kurduğunu iddia ediyor.Prigojin, zengin bir iş insanı ve hüküm giymiş bir suçluydu. Kurduğu yemek firması Kremlin’e hizmet vermeye başladığı için Prigojin, “Putin’in şefi” lakabını almıştı. Prigojin, 2022’de Rus mahkumları da Wagner’in bünyesine katarak grubun savaşçılarının sayısını artırdı. 

Prigojin defalarca Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov’u beceriksizlikle suçladı. Rusya Savunma Bakanlığı’nın Wagner’i doğrudan kontrolü altına almasını sağlayacak sözleşmeyi imzalamayı reddetti. 23 Haziran’da ise bu kez üst düzey Rus savunma yetkililerini, Ukrayna’da Wagner birliklerini bombalamakla suçladı. Bir gün sonra Prigojin’in birlikleri, Rusya’nın güneyindeki Rostov-on-Don kentini ele geçirdi. Wagner birlikleri “askeri liderliği görevden alma” amacıyla Moskova’ya ilerlemeye başladı.

Prigojin, Belarus lideri Aleksandr Lukaşenko’nun arabuluculuğunda Kremlin ile yapılan müzakerelerin ardından ilerleyişi durdurdu. 

TÜRKİYE’DE ÖAGŞ OLARAK BİLİNEN İLK VE TEK ŞİRKET: SADAT

Şirketin web sayfasında, “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. uluslararası savunma alanında danışmanlık, askeri eğitim ve lojistik hizmetleri veren ilk ve tek Türk Özel Askeri Şirketidir.” İbaresi var. Sahada askeri operasyona dair bir açıklama yok. Danışmanlık, eğitim ve lojistik faaliyet konusu olarak belirtilmiş durumda. 

SADAT denince, akla ister istemez ASRİKA PROJESİ geliyor. Ana dili arapça, başkenti İstanbul olan bir Asya-Afrika islam devleti. SADAT Başkanı Melih Tanrıverdi’nin babası, SADAT’ın temellerini atan Adnan Tanrıverdi, “28 Şubat’tan 15 Temmuz’a” kitabında ASRİKA projesini 28’i Asya, 28’i Afrika’da olan Müslüman ülkelerin ittifak kurması gerektiğini ifade ederek şöyle açıklıyordu: “Halkın çoğunluğu Müslüman olan 60 devletin 28’i Asya, 28’i Afrika ve 4’ü Avrupa kıtalarında yer almaktadır. Avrasya ve Kuzey Atlantik ittifakı İslam coğrafyasına barış ve huzur getirmediği gibi, ihtilafların, çatışmaların ve iç savaşların asıl sebebi haline gelmiştir. Bu sebeple, İslam dünyasının Asya-Afrika coğrafyası “ASRİKA” mihverinde yeni bir ittifakın içine girmesi zaruret haline gelmiştir.”

Bu açıklamalar ve düzenli toplantılar, A.Ş. şeklinde kurulmuş ve doğal olarak kar amacı güden bir özel şirketin, 32 devleti kapsayacak bir ASRİKA DEVLETİ projesiyle ilişkilendirilmesi ister istemez, kafalarda soru işaretleri de yaratmaktadır.

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

  1. ÖAGŞ’leri, işledikleri suçlar nedeniyle; Hem kurumsal hem de bireysel olarak, kurulu bulundukları ülkelerin ceza mahkemelerinde yargılanabilirler. Aynı zamanda, bu suçları işledikleri ülkelerin de ceza yargısından istisna değildirler. 
  • ÖAGŞ’leri, insanlığa karşı suçlarda ve insancıl hukuka aykırı eylemlerinde, hem bu emri veren yöneticileri hem  bu suçları işleyen personelleri ile Uluslararası Ceza Mahkemelerinde (UCM) bireysel olarak yargılanabilecek durumdadırlar. 
  • ÖAGŞ’lerine yol veren veya bu şirketleri kullanan devletlerin de DOLAYLI SORUMLULUKLARI vardır. O yetkililer de Uluslararası Ceza Mahkemelerinde yargılanabilirler. 
  • ÖAGŞ’leri, eğer bir bölgede hakimiyet kurmaları halinde de başarısız devletlerin yerine geçme hallerinde de doğrudan devlet gibi sorumlu tutulabilirler. 
  • WAGNER isyanı; Devletlerin tekelinde olması gereken, silah kullanma tekelinin özelleştirilmesinin, hukuki sorunları beraberinde getirmesi yanında, daha da önemli olarak güvenlik sorunu da yarattığı ve devlet otoritesinin, meşru hükümetlerin, hiç beklemedikleri anda, tehlikeye düşebileceklerini ortaya koymuştur. İki kutuplu dünyanın süper gücü Sovyetler Birliğinin dağılması sonrasında, toparlanma sürecine giren Rusya Federasyonu’nun bir ÖAGŞ karşısına aciz kalabileceğini ve nükleer silahlara ahi erişimi durumunda dünya barışı için de hayati sonuçlar doğurabileceğini bize göstermiştir. 
  • Bu tür oluşumlar hakkında, uluslararası düzeyde regülasyonların gelmesi ve bu şirketlerin silah kullanma “operasyon kabiliyetinin” kısıtlanması gerektiği apaçık ortadadır. 

Mutlu Çakır 

Temmuz 2023

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *